top of page
  • Instagram
  • Facebook
  • Linkedin

Şirketler
Hukuku

Şirketler hukuku, ticari faaliyetleri düzenleyen ve şirketlerin hukuki yapılarının belirlenmesinde önemli bir rol oynayan bir hukuk dalıdır. Şirketler, ekonomik faaliyetlerini yasal bir çerçevede sürdürmek, haklarını savunmak ve yükümlülüklerini yerine getirmek için şirketler hukukundan faydalanır. Şirketler hukuku, şirket kurulumundan, şirket içindeki ortaklık ilişkilerine, ticaretin düzenlenmesine, birleşme ve devralmalara kadar birçok önemli konuyu içerir. Bu yazıda, şirketler hukukunun temel alanları olan şirket kuruluşu, ortaklık yapıları, yönetim organları, sorumluluklar, birleşme ve devralmalar, iflas gibi konuları ele alınmaktadır.

Şirket Kuruluşu ve Hukuki Yapılar

Bir şirketin kurulması, şirketler hukuku alanında ilk ve en temel adımdır. Şirket kurulum süreci, belirli hukuki prosedürler ve belgeler gerektirir. Türkiye’de, şirketlerin kuruluşu ve türleri, Türk Ticaret Kanunu (TTK)’na dayanır ve şirket türleri genellikle üç ana kategoriye ayrılır:

  • Anonim Şirket (A.Ş.): Sermaye yapısı paylara bölünmüş ve ortakları yalnızca yatırdıkları sermaye ile sorumlu olan şirket türüdür. Genellikle büyük işletmeler ve halka açık şirketler anonim şirket olarak kurulur.

  • Limited Şirket (LTD.): Ortakların sorumluluğunun koydukları sermaye ile sınırlı olduğu, küçük ve orta ölçekli işletmeler için tercih edilen bir şirkettir.

  • Kolaylaştırılmış Usulle Kurulan Şirketler: Kendi türünde daha az bürokratik işlem gerektiren ve genellikle yeni girişimler için uygun olan şirket türleridir.

Şirket kurarken, şirketin ismi, amacı, faaliyet alanı, sermayesi, yönetim organları gibi birçok önemli detay belirlenir. Bu bilgilerin yer aldığı şirket ana sözleşmesi hazırlanarak ilgili ticaret sicilinde kaydedilir.

Ortaklık Yapıları ve Sözleşmeleri

Şirketler, belirli bir ticari faaliyeti yürütmek amacıyla bir araya gelen ortaklardan oluşur. Ortaklık yapıları, şirket türüne göre değişir. Anonim şirketlerde, ortaklar (pay sahipleri) genellikle şirketin yönetiminde doğrudan yer almazlar, ancak pay sahipliği oranlarına göre söz hakkı sahibi olurlar. Limited şirketlerde ise ortaklar, yönetim ve karar alıcı süreçlerde daha fazla söz sahibidir.

Ortaklık sözleşmesi, şirketin işleyişine dair kuralları belirler. Şirketin kâr paylaşımı, yönetim organları, ortakların hak ve yükümlülükleri, şirketin feshi gibi konular bu sözleşmede yer alır. Şirketin ana sözleşmesi, aynı zamanda ortakların anlaşmazlık durumlarında başvuracakları ilk hukuki belgedir.

Yönetim Organları ve Sorumluluklar

Bir şirketin yönetimi, şirketin faaliyetlerinin düzenli ve hukuka uygun bir şekilde sürdürülmesini sağlar. Şirket türüne göre yönetim organları farklılık gösterir:

  • Anonim Şirketler (A.Ş.): Anonim şirketlerde yönetim organları genellikle Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu’ndan oluşur. Pay sahipleri, yıllık genel kurullarda bir araya gelir ve şirketin geleceği hakkında kararlar alır. Yönetim kurulu, şirketin günlük işlerini yürütür.

  • Limited Şirketler (LTD.): Limited şirketlerde ise yönetim genellikle ortaklardan biri ya da birkaçı tarafından yapılır. Yönetim, daha esnek olup, ortaklar arasında yapılan anlaşmalara dayanır.

Şirket yöneticileri, şirketin faaliyetlerinden dolayı ticari sorumluluk taşırlar. Ancak, yöneticilerin sorumluluğu, genellikle şirketin malvarlığı ile sınırlıdır. Bununla birlikte, yöneticilerin şirketin finansal durumunu düzgün şekilde raporlamamaları veya kanun dışı faaliyetlerde bulunmaları durumunda hukuki sorumlulukları doğabilir. Bu nedenle, yöneticilerin şirketin faaliyetlerine ilişkin tüm yasal gereklilikleri yerine getirmeleri büyük önem taşır.

Şirket İçi Anlaşmazlıklar ve Çözüm Yolları

Şirketler, ortaklar arasında anlaşmazlıkların yaşanabileceği ve bu durumların hukuki süreçlere dönüşebileceği karmaşık yapılardır. Ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar, şirketin yönetiminde de sorunlara yol açabilir. Bu durumda, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen düzenlemelere göre çözüm aranır.

İçerideki anlaşmazlıkların çözülmesinde, genellikle arabuluculuk ya da ticaret mahkemeleri gibi yollar tercih edilebilir. Şirketler hukuku, tarafların haklarını koruyarak çözüm önerileri sunar. Anlaşmazlıkların çözümü için, profesyonel bir şirket avukatının rehberliği oldukça önemlidir.

Birleşme ve Devralmalar

Şirket birleşme ve devralmaları, ekonomik stratejiler doğrultusunda şirketlerin birbirine katılması ya da bir şirketin diğerini satın alması anlamına gelir. Bu tür işlemler, şirketin büyümesi, pazar payı arttırma, finansal güç kazanma veya başka stratejik hedeflerle yapılabilir. Ancak birleşme ve devralma işlemleri, yasal olarak karmaşık bir süreçtir ve genellikle uzun bir inceleme sürecini gerektirir.

Birleşme ve devralma işlemleri, hem ticaret hukuku hem de şirketler hukuku açısından birçok yasal düzenlemeye tabidir. Rekabet hukuku da bu süreçte önemli bir faktördür, çünkü şirketlerin birleşmesi ya da devralınması, pazarın tekelleşmesine neden olabilir. Bu nedenle, birleşme ve devralmalar, rekabet otoriteleri tarafından denetlenebilir.

Şirket İflası ve Tasfiye

Şirketler, bazen ekonomik zorluklarla karşılaşabilir ve iflas sürecine girebilir. İflas, şirketin borçlarını ödeyememesi durumunda başvurulan bir hukuki süreçtir. Türkiye’de iflas işlemleri, İflas ve İcra İflas Hukuku çerçevesinde düzenlenir. Şirketin borçlarını ödeyememesi durumunda, tasfiye süreci başlatılabilir ve şirketin malvarlıkları, alacaklılara dağıtılmak üzere satılabilir.

İflas, şirketin faaliyetlerinin sona erdiği anlamına gelir. Ancak, şirketin tasfiye sürecinde hukuki denetim ve alacaklılarla yapılan anlaşmalar çok önemlidir. İflas süreci, yalnızca şirketin değil, alacaklıların da haklarını korumaya yönelik olmalıdır.

Şirketler hukuku, ticari faaliyetlerin düzenli bir şekilde yürütülmesi için çok önemli bir alandır. Şirket kuruluşundan birleşme ve devralmalara, şirket içi anlaşmazlıkların çözümüne kadar geniş bir yelpazede uygulama alanı bulur. Şirketler, hukuki yükümlülüklerini yerine getirdikleri takdirde, uzun vadeli başarı ve sürdürülebilirlik sağlayabilirler.

Şirketler hukuku, karmaşık ve detaylı bir alan olduğundan, şirket sahipleri ve yöneticileri için deneyimli bir şirket avukatı ile çalışmak, hem ticari ilişkilerin sağlıklı şekilde sürdürülmesine hem de yasal sorunların önlenmesine yardımcı olabilir. Şirketler hukukunun, şirketlerin hukuki yapısını güvence altına alması, ticari hayatta büyük bir avantaj sağlar.

bottom of page